Farklılaşıyorum çünkü öğreniyorum. Gittiğim yönün planına vakit harcamadan; bir sözde olanın aksine, gideceğim yönü bilmesem de yarayan rüzgarlarla ilerliyorum… Hayat hâli hazırda bir sürüklenmeceyken plan yapmanın ne manası var? Nedir bu heves anlamış değilim.
Olması gerekenden ziyade olanlar; istediklerimden ziyade bulduklarım, en iyi ihtimalle umduklarım…
Düşeni tekmelerlermiş. Her koyun kendi bacağından asılırmış. Asıl, düşen ağlamazmış.
Masallar mı yoksa hayal gücüm mü hasarladı bilemiyorum ama beklentilerimle gerçek arasında kocaman bir uçurum var. Neyse ki ve maalesef öyle kanıksamışım ki “benle” asla karşılaşamayacağımı biliyorum.
Bilmediklerime gelecek olursa: Hayatımdan bi Küçük Prens bir kaç da kimse geçmiş, Kimselere “dost”, Küçük Prens’e “tuhaf” demişim. Kim bilir, ben kim imişim…